Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜGVA Gençlik Buluşması’nda konuştu. Gençlere hitap eden Erdoğan, "Yurtlarıyla, burslarıyla, icraat haneleriyle akademileriyle TÜGVA ailesi her alanda dal budak salıyor. Bu çelik iradeyi daha da yükseltme vaktidir. Cumhuriyetimizin 2. asrına damgamızı vuracağız. Spordan müzeye edebiyattan resme her alanda kabiliyetlerimizi geliştirerek bilgisayar ekranlarındaki sanal dünya ile gerçek dünyanın dengesini kurarak iman varsa imkan da vardır anlayışıyla zorlukları birer birer aşarak şartlara teslim olmadan mücadeleyi her alanda ve her konuda sürdürmeliyiz. Sizlerin böyle bir şuurla hayatınıza yön vermesini dünyanın en şatafatlı üniversitelerin diplomalarından ben daha önemli görüyorum. Diploma zarftır. Elbette kıymetlidir. Ama asıl olan mazruftur. Dünyada donanımın önce ve hatta sadece diploma ile ölçüldüğü dönemler çok geride kaldı. Artık bireysel birikimler kabiliyetler beceriler uzmanlıklar analitik yetenekler çok daha önemli hale geldi. Bunun için gençler, sizlerden eğitiminizi sürdürürken mutlaka kişisel donanımınızı da arttırmanızı istiyorum. Hayatını sadece okuluyla evi veya yurdu arasında geçiren fiziki ve manevi dünyasını genişletecek faaliyetlerden uzak duran akranlarıyla fikri müzakere yapacak birikime sahip olmayan kabiliyetli olduğu alanlardaki farkını ortaya koyamayan ahlaki açıdan da şahsiyetini inşa etmeyi dert etmeyen kısaca olumlu anlamda varlığını ailesinde okulunda arkadaş çevresinde oturup kalktığı her yerde hissettiremeyen bir gençlik bizim için kayıp hükmündedir. Halbuki biz gençlerimizin her birinin gözünde yüreğinde özellikle saklı o cevherin ateşini görebiliyoruz. Damarlarında dolaşan o enerjiyi hissedebiliyoruz. Yeter ki siz azminizle, gayretinizle, çabanızla bu potansiyeli harekete geçirme iradesini ortaya koyun" dedi.
“GAZZE’DE ZULÜM DİLLE DÜZELMEZ”
İsrail yönetiminin katil olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ayasofya’nın ibadete açılması Taksim’e cami yapılması inancı yüzünden tahki edilen kardeşlerimizle başörtülü hanımlarımızın haklarına kavuşmaları Kudüs’ün mahremiyetine saygı gösterilmesi dünyanın çeşitli yerlerinde cihat eden kardeşlerimizin zafere ulaşmaları gibi somut gündemlerimiz vardır. Bu başlıkların bir kısmında mücadelemiz başarıya ulaştı. Ayasofya yeniden ibadete açıldı. Taksim’e cami yapıldı. Kıyafeti yüzünden mağdur edilen insanlarımız haklarına kavuştu. İnanç değerlerimiz üzerindeki baskılara ve yasaklara son verildi. Ancak hala süren ve durum vahim hale geldiği gündemlerimiz de mevcut. Bunların başında Gazze’de yaşanan katliamlar diğer Filistin topraklarında işlenen cinayetler, ve yapılan hırsızlıklar Kudüs’ün mahremiyetinin sürekli ihlali gibi hususlar geliyor. Peygamber efendimiz ’kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin, gücü yetmezse diliyle değiştirsin, ona da gücü yetmezse kalbiyle nüfuz etsin ki bu imanın en zayıf derecesidir. ’ buyuruyor. Filistin’de uygulanan katliamlara, karşı bize düşen de sırasıyla bu tavırları sergilemektir. Bilhassa, Gazze’deki zulüm dil ile değiştirme safhasını bile geride bırakmıştır. Artık İsrail’in soykırım politikasına karşı insanlığın yekpare bir şekilde eyleme geçmesi gerekiyor. İsrail’e destek ve cesaret veren Amerika, Avrupa devletleri tarihe kadın ve çocuk katillerinin hamisi olarak kaydolmuşlardır. İnsanlığın onurunu kurtarmak için önce bu devletlerin tavırlarını gözden geçirip yanlıştan dönmeleri şarttır. Netanyahu yönetimiyle yan yana anılmak bile başlı başına ağır bir cezadır, utanılacak bir ayıptır. Çünkü Netanyahu’nun başında bulunduğu İsrail yönetimi katildir. Bizzat failinden yapılanlara karşı çıkmayan bireylerine kadar İsrail’deki herkes daha anne karnındaki bebeklerden her yaştan çocuğa, kadına, erkeğe kadar 10 binlerce Filistinli masumun katlinden sorumludur. Netanyahu’nun başında bulunduğu İsrail yönetimi zalimdir. Olup bitenleri gördüğü halde kafasını çeviren kalbi taşlaşmış vicdanını siyonistlere kiraya vermiş herkes de bu zulüm düzenine ortaktır. Netanyahu’nun başında bulunduğu İsrail yönetimi hırsızdır. İsrail yönetimi Filistin halkını binlerce yıldır sahip olduğu evleri, arazileri, tarlaları, bağları içindeki eşyaları gasp etmektedir. Milyonlarca masum insana terörist yaftası vurarak katletmek için yalan üstüne yalan söyleyen İsrail yönetimine bu cesareti ve yalanları peşinen kabul edip tekrarlayanlar vermektedir. Pek çok kesimi yok etmeye amaçlayan Nazi kafasının bugünkü temsilcisi İsrail’dir. İsrail yönetimi korkaktır. Siyonizm adına çocuk ve kadın katliamları yapan kendilerini savuma imkanı olmayan masumlara zulmeden İsrail yönetimi de korkaktır" şeklinde konuştu.
“HAMAS TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL”
Hamas’a terör örgütü diyen siyasilere karşı atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkede siyaset yaptığı halde çıkıp utanmadan Hamas’a terör örgütü iftirası atan İsrail muhiplerine asla aldırmayın. Bunlar katil İsrail’e selam çakarak siyasi ikballerini garantiye alacaklarını düşünen kifayetsiz muhterislerdir. Hamas bir terör örgütü olsaydı emin olun herkesten önce kendileri savunur işbirliği yapar muhabbet beslerlerdi. Eğer Hamas bunların dediği gibi bir örgüt olsaydı milletvekilleri her yıl dönümünde kurulduğu köyü ziyaret eder aklamak için kırk dereden su getirirler reklamını en çok kendileri yapardı. Hamas terör örgütü kesinlikle değildir. Canları pahasına vatanlarını ve topraklarını savunan bir direniş hareketidir. Biz bunlara aldırmıyor, itibar etmiyor, kesinlikle pirim vermiyoruz" dedi.