Siyasi iktidarın toplumda oluşturduğu güven ortamının ciddi şekilde zarar gördüğünü dile getiren Arıkan, adalet, liyakat ve şeffaflık vurgusu yapan Arıkan, Türkiye'nin yeniden toplumsal güveni tesis etmesi gerektiğini belirtti.

SP Genel Başkanı Mahmut Arıkan, partisinin bugün gerçekleştirilecek 8. Olağan Kocaeli İl Kongresi için Kocaeli’ye gitti. Genel başkan yardımcıları ve milletvekilleriyle İzmit’te bulunan bir otelde gazetecilerle bir araya gelen Arıkan, gündeme ilişkin konuştu.

23 Nisan'da İstanbul merkezli olarak meydana gelen depremi hatırlatan Arıkan, "Nüfusumuzun yüzde 98'i deprem tehlikesi ile karşı karşıya ve iki yıl önce Kahramanmaraş'ta da bir deprem yaşadık. Biz Kurtuluş savaşında 37 bin şehit verdik fakat depremde 2 katı vatandaşımızı kaybettik. Depremden sonra ders alındı sandık, çok fazla açıklama yapıldı fakat görüyoruz ki ders alınmamış. Yakın zamanda deprem bölgesindeydik ve gördük ki daha evlerin 3'te1'i teslim edilmiş üstüne ucube bir yasa çıkarttılar imar barış yasası ve bununla süreç daha da kötü hal aldı.

“BİR İSTANBUL ANADOLU’YA YETER”

Arıkan, sözlerine şöyle devam etti: "Rahmetli Ecevit geçmişte 1 yıla mahsus özel iletişim vergisi getirdi bu uzatıla uzatıla bugüne getirildi. 2004 yılında kalıcı hale getirdik ve sonrasında özel iletişim vergisini kendi mü harcayacak noktaya geldiler. 26 yıllık birikim kendi hatalarıyla buharlaştırdı. Bizler olabildiğince veriye dayanıyoruz 2025 yılında 500 milyar lira fakat faize ayrılan para 2 trilyon insana verilen değeri burada görüyoruz. En kalabalık şehir İstanbul. İktidar her gelmeden İstanbul'u bırakacağını söylüyor fakat geldikten sonra İstanbul daha da doluyor. Bir İstanbul Anadolu'ya yetebilir ama bir Anadolu İstanbul'a yetmez. Depremde yapılacak bir önlem yok üstüne Kanal İstanbul gibi akıla zarar bir proje konuşuluyor."

“SONRA U DÖNÜŞÜ YAPIYORLAR”

Bir de Kıbrıs Meselesi var. Kıbrıs Harekatı sonrası Ambargo yapan Amerika’ya tüm üslerine Türk Bayrakları çekerek geri adım atmadılar. Amerika geri adım atmak zorunda kaldı. Ey İsrail, Ey Rusya, Ey Amerika diye sesleniyoruz ama daha sonra U dönüşü yapmak zorunda kalıyoruz. Geçmişte Dindarlar yolsuzluk yapmaz algısı vardı. Son politikalara nedeni ile bu algı yıkılmış oldu.

“DESTEK VERMEYECEĞİZ”

Bugün Türkiye’de seçim olması gerekir ama iktidar ısrarla bütün muhalefet partilerinin erken seçim istemesine rağmen seçimin olmayacağını, vaktinde yapılacağını söylüyor. 2027 Kasım’ından bahsediyorlar. Ben de ‘2027 Kasım’ında seçim olacaksa biz Saadet Partisi olarak buna destek vermeyiz’ diyorum.

Niye? Madem durduk, bir 6 ay daha dururuz; 2028’in mayıs ayında seçim yapılır. İktidarın yaptığı algı operasyonundan biri de aylardır ‘Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı kim?’ tartışması yapılıyor.

Ben de diyorum ki asıl tartışması gereken iktidarın, Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı kim? Bunun tartışılması lazım. Niye? Eğer seçim vaktinde yapılacaksa Sayın Erdoğan tekrar aday olamayacağına göre Cumhur İttifakı’nın adayı kim olacak? ‘Efendim biz 2027’nin Kasım ayında yaparak Sayın Erdoğan’ın adaylığının önünü açacağız:’

Faruk Çelik'ten Bursaspor taraftarına müjde Faruk Çelik'ten Bursaspor taraftarına müjde

Muhalefetin desteğine ihtiyaç var. Muhalefet de bu noktada destek olmayacağını açıklıyor. Tartışması gereken husus sayın Erdoğan’ın aday olmadığı takdirde; ki seçimler vaktinde yapıldığında olamayacak, kimin aday olacağının tartışılması gerekir."