Aralarında,
Restoran, lokanta, pastane, kafe, kıraathane, kafeterya gibi yeme içme yerleri 10.00-20.00 saatlerinde sadece paket servis veya "gelal" hizmeti verecek şekilde açık olabilecekler.
Dün görüntüde açık olan 10 tane lokanta sahibiyle konuştum.
Hepsi dertli, anlattıkları hakikaten acı verici.
Diğer branşları yazmaya gerek yok, çünkü kepenkleri kapalı!
Önce en kederli olan, 59 yaşındaki çorbacı A.R’nin söylediklerini aktarayım.
“Sabah 7’de dükkânımı açıyordum. Sadece çorba satıyoruz, saat 11 dedin mi bizim iş biter.
Şimdi kalkmışlar sabah 10’da işyerini aç, işyerine müşteri sokma, gelenlere kapıdan hizmet ver diyorlar. Hakikaten bu dayatmaları yapanlar, hiç mi düşünmüyor bizim halimizi? İki gündür dükkânım kapalı, 3 tane elemanıma “hadi siz eve gidin” demek zorunda kaldım. Bu adamların SGK’ları var, işyerimizin kirası devam ediyor ama biz çorba satamıyoruz.”
***
Lokantasında 7 kişi çalıştıran Ş.O, “Ne söyleyeyim kardeşim. Bittik biz. Neymiş efendim gel- al hizmeti verebilirmişiz. Hadi oradan, kime gel- al diyeceğiz? Zaten virüs geldiğinden bu yana işlerimizde yüzde 40 düşüş oldu. Sattığımız ürünlere zam yapamadığımız gibi, yeni satın aldığımız bakliyatların tamamına yüzde 50’ye varan zamlar yapıldı. Sadece korona var kapatın deniyor. Kapatın diyenler çözüm üretmiyorlar. Bizim kiralarımızı kim ödeyecek, vergiler ertelemek çözüm mü? Sonunda birikmiş borçları ödeyecek olan bizler değil miyiz?”
***
Yaklaşık 15 senedir lokantacılık yaptığını aktaran Zafer Akçalı, “Bu iş böyle olmaz. Kapatın diyenler, bize hibe vermeliler, kredi değil. Tıpkı Avrupa’da olduğu gibi. Çok zor durumdayız, ne yapacağımı şaşırdım. İş yerimde 2 kişi çalışıyordu, bugün yaptığım yemeklerin yarısını bile satamadık. Manzara ortada.”
Bu ve buna benzer yorumlar, isyanlar.
Daha ağır ifadeler kullandılar ama yazmıyorum. Ticarethane sahipleri kendilerini cami avlusuna bırakılmış gibi hissediyorlar kendilerini, feryatlarını duyacak kimse yok!
Gel- al hizmeti,
Simit satanı, sandviç yapanı, ekmek arası satış yapanlar eve, iş yerine servis yapıyorlar, o da arz- talep karşılığında.
Peki, lokantalar ne yapacak?
Plastik kaplarla bu iş olmayacağına göre sefer tasına mı döneceğiz!
Ya çay bahçeleri, kıraathaneler, sabah börek satanlar?
‘Biz söyledik ve çıkardık bir kararname, oldu’ öyle mi?
Bir an önce bu sektörle ilgili ciddi çözüm üretilmeli.
Yüzbinlerce eleman şu an itibariyle işsiz.
Strese giriyor bu insanlar.
Aile faciaları kaçınılmaz.
Aç vatandaş her şeyi göze alır!
Siz bunun adına isyan mı dersiniz, tepki mi bilemiyorum!
Türkiye'nin her yanında aynı manzaralar söz konusu.
Öte taraftan.
Kış geldi, evde bebeği olan işsiz aileler var. Doğalgaz dağıtan vicdansızlar, faturanın ödenmediğini gördüğünde hemen gazı kesiyor.
Bursa’da UEDAŞ binlerce kişinin elektriğini kesmişti.
Neden?
Kaçak elektrik kullanıyorlar diye mi?
Hayır, borçlarını ödeyemediklerinden dolayı!
Bu arada,
Kiracılarından aldıkları kirayla geçinen ev ve dükkan sahiplerini de bu isyan kervanına ekleyelim.
AK Parti Bursa’nın vekilleri, bu şehrin sokaklarında yaşanan dramı dünya gözüyle görmeye, işitmeye davet ediyorum.
Merak etmeyin, esnafın tepkisi taşlı, sopalı olmaz ama en azından dertlerini dinler, anlatılanları Ankara’ya taşırsınız.