Çocukların bir imtihan vesilesi olduğu konusunda söyleyecek çok sözün, verecek çok örneğin olduğu bilinen bir gerçektir. Ancak bizler diğerlerine örnek olur, diğerlerinin merak ve gönül kapılarını açar ümidiyle birkaç örneği paylaşmak istiyoruz.

Hz. Büreyde (r.a.) anlatıyor:

"Rasûlullah (s.a.s.) bize konuşma yapıyordu. Hasan ile Hüseyin (r.anhümâ) çıkageldi. Üzerlerinde kırmızı uzun elbiseler vardı. Yürüyorlar, yürürken ayakları takılıyor, sendeliyorlardı. Rasûlullah (s.a.s.) konuşma yaptığı minberden indi, her ikisini de kucakladı ve getirip minberde önüne koydu. Sonra: "Mallarınız ve çocuklarınız imtihan sebebidir" [Teğâbun Sûresi, âyet: 15].  buyuran Rabbimiz ne doğru buyurdu. Bu iki çocuğun yürüyüşünü ve sendeleyişlerini gördüm, sabredemedim; sözümü kestim ve onları kaldırıp getirdim" dedi. [Ebû Davud, Tirmizî.]

Bu hatırayı yâd ettikten sonra da o an yaşananları zihnimizde canlandıralım: Allah Rasulü (s.a.s.) minberde sahabelere konuşma yaparken küçük Hasan ile Hüseyin üzerlerinde kırmızı, uzun elbiselerle mescide geliyorlar. Henüz dengelerini tam kuramıyor, uzun elbiseleri de yürümelerini zorlaştırdığı, ayaklarına takıldığı için zaman zaman sendeliyorlar.

Rasûlullah (s.a.s.) Efendimiz konuşma yaparken onların bu halini görüyor, sevgiyle kanı kaynıyor ve minberden inerek onları kucaklıyor, kucağında taşıyarak minbere çıkarıyor ve önüne oturtuyor. Onları görünce dayanamadığını da sahabelere söyleyerek yavrulara karşı hissettiği duyguları onlarla paylaşıyor, sonra da konuşmasına devam ediyor.

MALLAR VE ÇOCUKLAR İMTİHAN VESİLESİDİR

Allah Rasulü'nün yaptığı bu konuşma daha sonraki yıllarda bütünüyle hatırlanıyor mu, bilemiyoruz. Ancak bu hadise unutulmuyor. Ayrıca Allah Rasulü'nün mü’minlere:

"Şüphesiz sahip olduğunuz mallar ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir. Allah katındaki ecir ise çok daha büyüktür" (Teğâbün Sûresi, âyet: 15.) ilâhî ikazını da hatırlatıyor.

ÂYET-İ KERİMEYE DİKKAT!

Sahip olunan malların ve çocukların çok ciddî bir imtihan vesilesi olduklarını vurguladıktan sonra Allah katındaki ecrin bütün dünya menfaatlerinden daha büyük olduğuna dikkat çekiyor. Böylece bir nevi çocuklara ve dünya malına sevgi ve düşkünlüğün varlığı vurgulandıktan sonra hiçbir sevgi ve düşkünlüğün, Allah'ın huzuruna çıkılarak muhasebe görüleceği gerçeğini unutturmaması, göz ardı ettirmemesi isteniyor. Çünkü o muhasebenin neticesi ebedî saadetle bağlantılıdır. Elbette ebedî azap ve dehşet ile de...

ÇOCUK; ZORLU BİR İMTİHANDIR!

Dünya malı bir nimettir. Çocuklar ise çok farklı bir nimettir. Onlarla olan bağlarımız, onlarla ilgili duygularımız, onlara karşı hareketlerimiz nikmete (şiddetli ceza, hoş olmayan muamelelerle olan mücazat) dönüşmemeli, ebedî hayatta da nimet olmaya devam edebilmelidir.

Allah katındaki ecri unutanın veya hesaba katmayanın sevgisi ve düşkünlüğü çok defa daha dünyada iken bitecek, acı ve eziyete dönüşecektir. Dünya malı imtihan vesilesidir. Nereden nasıl kazanıldığıyla, nasıl sarf edildiğiyle, şükrünün eda edilip edilmediğiyle...

Çocuklar da imtihan vesilesidir. Nesebinin sıhhatiyle, dünyaya gelişinden itibaren nafakasının teminiyle, diğer ihtiyaçlarının giderilmesiyle, korunup gözetilmesiyle, gösterilmesi gereken ilgiyle, sevgiyle... Edeb, terbiye ve eğitiminin hak yolda sarsılmadan ilerleyebilecek şekilde yapılıp-yapılmasıyla veya yapılması için gereken gayretin gösterilip-gösterilmesiyle.

Onların hatalarının doğrultulması için sarf edeceğimiz gayretlerle. Bu hataların savunulup savunulmamasıyla... Bizi doğrularımızdan koparıp koparamamasıyla... Allah'a olan vazifelerimiz konusunda bizi meşgul edip etmemesiyle. Kibir ve gurur kaynağımız olup olmamasıyla. Ahireti unutturup unutturmamasıyla. Onlara göstereceğimiz sevginin sadece dünya menfaatlerine bağlı olup olmamasıyla...

Kısaca onlar da, dünya malı da gerçekten küçük-büyük bir dizi imtihan vesilesidir. Çocukların imtihanı şüphesiz daha büyük ve çeşnilidir. Çocuklardan söz ederken söze sevgi, ilgi ve dua ile başlamak en güzel olandır.

ÇOCUKLARA İLGİ VE SEVGİ

İlgi ve sevgi her insanın hoşuna gider. Büyüklerin bile ilgi ve sevgiye ihtiyaçları vardır. İlgi ve sevgi hemen hemen her insan üzerinde müspet tesirler bırakır. Onun duygu, düşünce ve davranışlarında olumlu yönde değişikliklere sebep olacağı inkâr edilemez bir gerçektir.

Çocukların sevgi ve ilgiye olan ihtiyaçları ise şüphesiz daha fazladır. Bu onların şahsiyetlerine, düşünüş şekillerine, zekâlarının ve güven duygularının gelişmesine, bedenî ve ruhî sağlıklarına tesir eder.

Dikkat edilirse insanı en güzel fıtrat üzerine yaratan Rabbimiz, çocuğu da sevgiye, şefkate, yakınlık göstermeye, dikkatleri üzerine çekmeye uygun yaratmıştır. Esasen her canlı yavrusu kendi çerçevesinde sevimlidir. Safiyane, enerji dolu ve sevimli hareketleri ve davranış şekilleriyle hemen göze ve gönüllere hitap ederler.

Bir kuzunun, bir tayın, bir kedi yavrusunun davranışlarını göz önüne getiriniz. Onların davranışları, büyüklerinin davranışlarından ne kadar farklıdır ve dikkat çekicidir. İçten gelen bir ses sanki size "yakala ve sev" der.

İnsan yavrusunun sevimliliği ise diğerlerinden çok daha farklıdır. Küçücük parmaklarını oynatışı, yumuk ellerini uzatışı, gülünce gözlerinin içinin de çocuksu bir saflık ve samimiyetle gülüşü, yanakları, cilt tazeliği, sevinince koy verdiği sevinç çığlıkları, koşuşturuşu, seslenişi, üzülünce veya ağlamaklı olunca dudaklarını büzüşü ve daha nice davranışları ne kadar sevimli, sevgi ve şefkat uyandırıcıdır. Kalbi katılaşmamış, selim fıtratlı birisi ebetteki onun davranışları karşısında kayıtsız kalamaz.

Rasûlullah (s.a.s.) Efendimizin çocuklara karşı sevgisi, yakınlığı, şefkatli muamelesi ise hayran olunacak boyutlardadır. Son derece tabii, tekellüfsüz, tevazu ve içtenlik doludur.

Efendimizden bize ulaşan hatıraların bir kısmını yâd etmek bu konuda bize bilgi verecektir. Ayrıca bu hatıraların yâd edilmesinde, dilden dile, gönülden gönüle aktararak yaşatılmasında ve örnek alınmasında da büyük fayda olduğuna inanıyoruz.

Daha önce dünyaya yeni gelen bebeklerin Rasûlullah (s.a.s.)  Efendimizin kucağına verildiği, Rasûlullah’ın onları kucakladığı, tahnikte bulunduğu ve onlara dua ettiğiyle ilgili hadisler nakletmiştik. Yine Hz. Âişe (r.anhâ) Vâlidemiz'den gelen ve genel mânâ ifade eden bir hadiste:

"Rasûlullah’a çocuklar getirilir, o da bu çocuklar için dua ederdi" denilir. [Buharî.]